Korozyon Nedir?

Korozyon Nedir?

Yapılar, yıllar içinde aşınma ve yıpranmaya maruz kalır. Bu etkenlerin başında ise korozyon gelir. Korozyon, metallerin kimyasal veya elektrokimyasal reaksiyonlar sonucunda bozulması ve işlevlerini kaybetmesidir. Özellikle betonarme yapılarda bulunan çelik donatılar, korozyona karşı oldukça hassastır. Bu durum, yapıların taşıma kapasitesini ve dayanıklılığını önemli ölçüde azaltabilir. 

Yapı kimyasalları uzmanı Baumerk olarak hazırladığımız bu yazıda, beton korozyonu nedir sorunun yanıtını verirken, yapılarda nasıl oluştuğunu ve su yalıtımı ile olan ilişkisini inceleyeceğiz. Ayrıca korozyonun depremle olan bağlantısını da ele alacağız.

Korozyon Çeşitleri

Korozyon çeşitleri iki ana tür altında toplanır:

  • Kimyasal Korozyon: Bu tür korozyonda, metal sadece çevresindeki ortamla kimyasal reaksiyona girer. Elektrik akımı oluşmaz. Kimyasal korozyona neden olan en önemli etkenler su, oksijen ve asitlerdir.

  • Elektrokimyasal Korozyon: Bu tür korozyonda, metalin farklı bölgeleri arasında elektrik akımı oluşur. Bu akım, metalin aşınmasına neden olur. Elektrokimyasal korozyona neden olan en önemli etkenler topraklama yapılmamış elektrik tesisatı, deniz suyu ve tuzlu su içeren topraklardır.

Yapılarda Korozyon Nasıl Oluşur?

korozyona uğramış duvar

Yapılarda korozyona neden olan birçok faktör vardır. Bunlardan en önemlileri şunlardır:

  • Su: Su, korozyon için en önemli tetikleyicilerden biridir. Metalin yüzeyindeki nem, oksijen ile reaksiyona girerek korozyona neden olur. Özellikle yağmur suyu ve yeraltı suları, yapılarda korozyon oluşumuna önemli katkıda bulunur.

  • Asitler: Asitler, metalleri aşındırarak korozyona neden olabilir. Yağmur asidi ve endüstriyel emisyonlar, yapılarda korozyona neden olan önemli asit kaynaklarıdır. Asit içeren deterjanların ve temizlik maddelerinin de metal yüzeylerde korozyona yol açtığı bilinmektedir.

  • Elektrik akımı: Elektrik akımı, metallerde elektrokimyasal korozyona neden olabilir. Özellikle topraklama yapılmamış yapılarda, elektrik akımı korozyon hızını önemli ölçüde artırabilir. Eski ve yalıtımsız elektrik tesisatları da korozyona yol açan önemli bir etkendir.

  • Beton Çatlamaları: Beton çatlakları, su ve oksijenin betondan içeri girmesine ve çelik donatılara ulaşmasına olanak tanır. Bu durum, çelik donatılarda korozyona neden olur. Beton çatlakları, donma-çözülme döngüleri, aşırı yüklenme ve depremler gibi faktörlerden kaynaklanabilir.

  • Yüksek Sıcaklık: Yüksek sıcaklıklar, korozyon hızını artırabilir. Özellikle endüstriyel tesislerde bulunan yapılar, yüksek sıcaklıklara maruz kaldıklarında korozyona daha yatkın hale gelir.

Korozyondan Korunma Yöntemleri

Korozyondan korunma yöntemleri, metal yüzeylerin çevresel etkilerle bozulmasını önlemeye yöneliktir. En yaygın yöntemler arasında boya, kaplama veya galvanizleme gibi yüzey koruma işlemleri yer alır. Bu yöntemler metali dış ortamdan izole ederek oksijen ve nemin temasını engeller. Katodik koruma yöntemiyle metal, daha aktif bir metal yardımıyla anodize edilerek korunur. Alaşım oluşturma ise metale korozyona dayanıklı elementler eklenmesiyle yapılır. Ayrıca, ortamın nemi, pH’ı ve sıcaklığı kontrol edilerek kimyasal korozyon riski azaltılabilir. Düzenli bakım, temizlik ve pas önleyici yağlama da korozyonun ilerlemesini önleyen destekleyici uygulamalardır.


Su Yalıtımı ve Korozyon İlişkisi

korozyona uğramış köprü

Su yalıtımı, yapılara su girişini engelleyerek beton korozyonunu önlemede en önemli tedbirlerden biridir. Su yalıtım malzemeleri, betonu ve çelik donatılarını sudan izole ederek korozyona neden olan kimyasal reaksiyonları engeller. Korozyon önleme yöntemi olarak su yalıtımını tercih etmek önemlidir.

Uygun su yalıtımı, yapılarda korozyonun önlenmesi için en önemli tedbirlerden biridir. Su yalıtımı, temellerden çatıya kadar tüm yapı elemanlarında uygulanmalıdır. Su yalıtımının doğru şekilde yapılması ve periyodik olarak kontrol edilmesi, yapıların ömrünü uzatmaya ve depreme karşı daha dayanıklı hale gelmesine yardımcı olur.

Su yalıtımı malzemeleri, farklı türlere ve özelliklere sahiptir. Yapının türüne, kullanım amacına ve maruz kaldığı faktörlere göre uygun su yalıtım malzemesi seçilmelidir. En yaygın kullanılan su yalıtım malzemeleri şunlardır:

  • Bitüm esaslı su yalıtım malzemeleri: Bitüm, su geçirmez özelliği ile bilinen bir malzemedir. Bitüm esaslı su yalıtım malzemeleri, rulo halinde veya sıvı olarak kullanılabilir.

  • Sentetik esaslı su yalıtım malzemeleri: Sentetik esaslı su yalıtım malzemeleri, poliüretan, epoksi ve akrilik gibi farklı türlerden oluşur. Bu malzemeler, yüksek esneklik ve kimyasal dirence sahiptir.

  • Mineral esaslı su yalıtım malzemeleri: Mineral esaslı su yalıtım malzemeleri, çimento esaslı su yalıtım malzemeleri ve bentonit esaslı su yalıtım malzemeleri gibi farklı türlerden oluşur. Bu malzemeler, beton ile uyumlulukları ve uzun ömürleri ile öne çıkar.

Bu noktada, Baumerk tarafından üretilen REPAMERK 325, korozyon önleyici ve aderans sağlayan yapısıyla beton korozyonunu önlemek için en ideal yapı kimyasallarından birisidir.

REPAMERK 325, korozyon önlemesi istenen donatılarda ve tamir harcı uygulamasından önce astar malzemesi olarak kullanılır. Betona ve çeliğe mükemmel yapışması, mekanik dayanımının yüksek olması, donatıları neme ve rutubete karşı koruması ve kolay uygulanması ile ideal bir çözüm olarak öne çıkar.  

REPAMERK 325'in korozyon önleyici kaplama için uygulaması da oldukça basittir. 25 kg REPAMERK 325 için takriben 5,5 - 6 litre su kullanılır. Su ve REPAMERK 325 aynı kaba konur ve homojen bir karışım elde edilinceye kadar düşük devirde karışma işlemi gerçekleştirilir. 

Hazırlanan karışım demir donatı üzerine fırça ile en az iki kat uygulanır. İlk kat, fırça, rulo veya püskürtme yoluyla, temizlenmiş donatıya 1 mm kalınlığında uygulanır. İkinci kat, yaklaşık 3-4 saat sonra benzer kalınlıkta uygulanır. İkinci kat uygulamasından 30 dakika sonra tamir harcı ile beton yüzey ve donatılar kaplanır.

Korozyon'un Deprem ile İlişkisi

korozyona uğramış donatı

Korozyon, depremlerde yapıların hasar görmesine neden olabilir. Korozyona uğramış çelik donatılar, deprem sırasında binanın taşıma kapasitesini önemli ölçüde azaltabilir. Bu durum, binanın çökmesine veya hasar görmesine neden olabilir.

Deprem kuşağında yer alan yapılarda beton korozyonu riski daha yüksektir. Bu nedenle, bu bölgelerdeki yapılarda düzenli olarak korozyon kontrolleri yapılmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır.

Yapı güçlendirmenin deprem ile ilişkisi hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak için Bina Güçlendirme Nasıl Yapılır? Yöntemleri Nelerdir? başlıklı içeriğimize de göz atabilirsiniz!

sıvası dökülmüş korozyonlu donatı


Korozyon kontrolleri sırasında şunlar yapılmalıdır:

  • Görsel inceleme: Binanın betonarme elemanlarında çatlaklar, dökülmeler, paslanmalar ve diğer hasarlar kontrol edilmelidir.

  • Ultrasonik testler: Çelik donatıların durumu, ultrasonik testler ile belirlenebilir.

  • Elektrokimyasal potansiyel ölçümleri: Çelik donatıların korozyon riskini değerlendirmek için elektrokimyasal potansiyel ölçümleri yapılabilir.

Korozyondan korunma yöntemleri arasında şunlar vardır:

  • Uygun su yalıtımı: Yapıya uygun su yalıtım malzemeleri seçilmeli ve doğru şekilde uygulanmalıdır.

  • Katodik koruma: Katodik koruma sistemi, çelik donatıları korozyondan korumak için elektrik akımı kullanılır.

  • Epoksi kaplama: Çelik donatılar, epoksi kaplama ile korunabilir.

  • Beton onarımı: Betonarme elemanlardaki çatlaklar ve dökülmeler onarılmalıdır.

Sonuç olarak, beton korozyonu ve su yalıtımı, yapıların sağlığı ve güvenliği açısından göz ardı edilemeyecek iki önemli konudur. Yapı sahipleri ve mühendisler, bu iki faktör arasındaki ilişkiyi anlamalı ve uygun korozyondan korunma yöntemlerinin neler olduğunu anlayarak yapıların ömrünü uzatmalıdır. Gelişen teknoloji ve malzeme bilimi ile birlikte, su yalıtımı ve korozyon kontrol teknikleri de sürekli gelişmekte ve yapıların daha uzun süre dayanıklı kalmasını sağlamaktadır. Bu nedenle, her yapı projesinin başlangıcında beton korozyonu riskinin değerlendirilmesi ve uygun korozyondan korunma yöntemleri belirlemek büyük önem taşır.

Korozyon İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Korozyon Testi Nedir?

Korozyon testi, bir metalin veya kaplamanın belirli çevresel koşullarda paslanmaya ve bozulmaya karşı dayanıklılığını ölçmek için yapılan deneysel bir değerlendirmedir. Bu testlerde malzeme, nem, tuzlu su, asit buharı veya sıcaklık değişimleri gibi hızlandırılmış korozyon ortamlarına maruz bırakılır. Amaç, malzemenin uzun vadede gerçek kullanım koşullarında nasıl bir performans göstereceğini kısa sürede belirlemektir. En yaygın yöntemler arasında tuz püskürtme testi (salt spray test), nemli ısı testi ve elektrokimyasal testler bulunur. Bu testler sayesinde üreticiler, malzeme seçimlerini optimize eder ve ürünlerin dayanıklılığını, güvenliğini ve ömrünü artırır.

Korozyon Direnci Nedir?

Korozyon direnci, bir malzemenin kimyasal veya elektrokimyasal tepkimeler sonucu oluşan bozulmalara karşı gösterdiği dayanıklılığı ifade eder. Yani bir metalin, su, nem, tuz, asit veya diğer çevresel faktörlerle temas ettiğinde paslanmadan veya yapısal bütünlüğünü kaybetmeden dayanabilme yeteneğidir. Korozyon direnci yüksek olan malzemeler, uzun ömürlü ve bakım gereksinimi az ürünler elde edilmesini sağlar. Bu direnç, malzemenin bileşimi, yüzey kaplaması, çevresel koşullar ve uygulanan koruyucu işlemler gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Örneğin paslanmaz çelik ve alüminyum, yüksek korozyon direncine sahip metallere örnektir.

Korozyon Nasıl Temizlenir?

Korozyon, yani pas, mekanik, kimyasal veya elektrokimyasal yöntemlerle temizlenebilir. En basit yöntem, paslı yüzeyin zımpara, tel fırça veya taşlama diski kullanılarak mekanik olarak kazınmasıdır. Daha ince temizlik için asetik asit (sirke), limon suyu, karbonat gibi hafif kimyasallar veya fosforik asit, oksalik asit içeren özel pas sökücüler kullanılabilir. Bu kimyasallar pası çözer ve yüzeyin yeniden temiz metal haline dönmesini sağlar. Endüstriyel uygulamalarda ise elektroliz yöntemiyle korozyon tersine çevrilebilir; bu işlemde elektrik akımı kullanılarak pas uzaklaştırılır. Temizlik sonrası yüzeyin tekrar paslanmaması için mutlaka boya, kaplama veya yağlama gibi koruyucu bir tabaka uygulanmalıdır.

Sizler de Baumerk yapı kimyasalları ve onarım ve güçlendirme sistemleri içerisinde yer alan ürünleri inceleyebilir, yapı projelerinizin uzun vadede de ilk günkü sağlamlığa sahip olmasını sağlayabilirsiniz!

İlgili Ürünler